Yerel hizmetleri sunmakla görevli mahalli idare birimlerimizin temsilcileri 5 yılda bir yapılan seçimler neticesinde göreve geliyor. Belediyeler, İl Özel İdareleri ve köyler, sınırları içindeki imar, temizlik, çevre, su vb. akla gelebilecek tüm hizmetleri vermekle sorumlu ve yetkili kurumlar. Ülkemizde 6360 Sayılı Kanun sonrası 30 büyükşehir belediyesi bulunan ilde, İl Özel İdaresi ve köy bulunmuyor. Örneğin birbirine komşu iki il olan Burdur’da İl Özel İdaresi, belde belediyeleri ve köy idaresi mevcut iken, Muğla’da (kırsal özelliği bulunan merkeze uzak köyler olmasına rağmen) köy ve belde belediyesi bulunmuyor. Bu durumun kamu yönetimi bütünlüğü açısından sorunlu olduğunu daha önce akademik çalışmalarda inceledik. Bu yazıda buna değinmeyeceğiz. Merak eden okuyucularımız internet sitemizden (www.mesutkoc.com/akademik) okuyabilir.
Yazımızın başlığı belediye başkan adayları olduğu için buraya odaklanarak devam edelim. Ülkemizde belediye başkanları; başkan, belediye meclisi ve belediye encümeni olmak üzere üç organı bulunan belediyede en yetkili makamdır. Güçlü başkanlık modeli olarak nitelendirilebilir ki bu da doğru olur. Çünkü başkan belediye meclisi ve belediye encümeninin de başkanıdır. Haliyle yetkileri fazla olunca taliplisi de çok olur belediye başkanlığının. Vasıflı-vasıfsız, eğitimli-eğitimsiz, kurumları tanıyan-tanımayan, mevzuat bilgisi olan-olmayan çok kişinin gönlünde belediye başkanlığı hayali olduğu söylenebilir. Bu durumda, belediye başkanının toplumdaki ona yüklenen rolü ve konumu da etkilidir. Bir dönem belediye başkanlarının yetkilerine ilişkin olarak “belediyesi sınırları içinde her şeyi yapabilir, bir para basamaz bir de adam asamaz” ifadesi kullanılırdı.
Birçok ülkede belediye seçimleri sessiz sedasız geçerken, ülkemizde tabiri caizse şenlik havasında geçer. Bırakın seçimi partilerin aday adaylığı süreci bile büyük yarışa sahne olur. Çoğu zaman bir partinin adaylığını almak belediye başkanlığını kazanmak gibidir. İstisnaları elbette vardır ve her zaman olacaktır. Ancak toplumda böyle bir anlayış önemli yer tutar. Özellikle iktidarda bulunan parti açısından belediye başkan aday adaylığı süreci büyük çekişme içinde geçer. Mevcut başkan bu partiden olsa bile çok sayıda aday adayı çıkar ve aday olmak için yarışır.
Özetle, belediye başkan adaylığı sürecinin birçok zorlu aşamaları vardır. Özellikle iktidar partisi, ana muhalefet partisi ve mecliste grubu bulunan partiler adaylık için öncelikle aday adaylığı süreci başlatır. Aday adaylığı için başvuru ücreti bağış olarak ödendikten sonra partilerin belirlediği aday belirleme yöntemine tabi olunur. Aday belirleme yönteminde partiye kayıtlı üyeler ile doğrudan ön seçim yapılması tercih edilmemiş ise (ki bu çoğunlukla yapılmaz) baskı ve çıkar gruplarının da etkili olduğu süreçlerden geçilerek ve en son partinin il, ilçe ve hatta genel başkanının onayı sonrası aday olarak seçimlere girilebilir. Yani bu noktada son sözü partinin üst kurulları ya da genel başkan söyler.
Bu yazı dizimizin tam da konusu budur. Buna devam edeceğiz. Siz de görüşlerinizi iletebilirsiniz. Makul ve faydalı olanlara buradan yer verebiliriz. Tekrar buluşuncaya kadar hoşcakalın.
22.09.2023