Referandum Sürecine Doğru (3)

Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması Cumhurbaşkanının onayı ile birlikte kesinlik kazandı. Olağanüstü bir gelişme ve değişiklik olmazsa 16 Nisan 2017 Pazar günü yürürlükte olan 1982 Anayasasının 20. kez değişikliği oylanacak. Önceki iki yazımızda başladığımız değiştirilmesi teklif edilen maddelere devam edelim. Mevcut Anayasada yer alan; milletvekili seçilme yaşı, milletvekili sayısı ve seçimlerin yapılma sürelerini değiştiren üç maddeye yer vermiştik. Kalan diğer on beş maddeye devam edelim.

Mevcut 1982 Anayasasının 9. maddesi olan; “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır” ifadesinin “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır” olarak değiştirilmesi teklif ediliyor. Burada farkın “tarafsız” kelimesinin eklenmesi olduğu görülmektedir. Anayasa metinleri oldukça genel ifadelerin yer aldığı hükümlerden oluşur. Bu kelimeye yer verilmiş olması asıl olanın “uygulama” olması hasebiyle çok dikkate değer değildir. Yargı yetkisinin tarafsız mahkemelerce kullanılması gerekliliği anayasada yer almamış olsa da “olmazsa olmazlar”dandır. Bu cümleden hareketle burada tartışılması gereken çok önemli hususlar vardır ancak yazımızın konusu değildir.

Anayasa değişikliğine ilişkin önemli maddelerden birisi 87.maddedir. TBMM’nin görev ve yetkilerini düzenleyen bu maddenin; “Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek; milletlerarası anlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak,…” şeklinde devam eden bölümünden; “Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek” ifadesinin çıkarılması teklif ediliyor. Bu değişiklik; Türkiye Büyük Millet Meclisinin Bakanlar Kurulunu gensoru yoluyla denetlemesini tamamen ortadan kaldırmış oluyor.

Uygulamada zor olsa da soruşturma açılmasına ilişkin 106. maddede bir düzenleme öngörülüyor. O da; “Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevleri ile ilgili suç işledikleri iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasî parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak on beş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içerisinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır. Bu kişilerin görevde bulundukları sürede, görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlar bakımından, görevleri bittikten sonra da (5)’inci, (6)’ncı ve (7)’nci fıkra hükümleri uygulanır. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın görevi sona erer” olarak yer alıyor. Burada; “Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludur” ifadesi oldukça sorunludur.

Aynı gün Cumhurbaşkanı ile birlikte seçilmiş milletvekillerinden oluşacak TBMM’ne karşı sorumlu olmayıp, meclis dışından atanacak Cumhurbaşkanı yardımcılarının ve bakanların sadece Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olmaları yukarıdaki soruşturma maddesi dikkate alındığında “kurumsal devlet yapısı” anlayışıyla örtüşmez. Diğer taraftan, henüz yer vermediğimiz maddelerde öngörülen değişikliklerde belli konularda kararname çıkarma yetkisinin Cumhurbaşkanına verildiğini dikkate aldığımızda bu madde ile birlikte “kuvvetler ayrılığı” olarak bilinen ilkenin yasama adına oldukça zayıfladığını söylemek mümkündür. Çünkü bu maddenin devamında “Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir” denilerek bu konuda tüm yetki Cumhurbaşkanına verilmektedir. Yazımızı 106. maddenin diğer getirdiği değişikliklerle ve bu bölümde de “Cumhurbaşkanına vekâlet edecek yardımcının Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanma” yetkisinin sakatlığına dikkat çekerek bitirelim. Cumhurbaşkanının olası bir TBMM dışından yardımcı ataması ve Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması durumu 45 günlükte olsa, “güçlü yetkilerle”, atama ile bir Cumhurbaşkanının ülkeyi yönetmesine yol açacaktır. 106. Maddenin yukarıda yer verilmeyen bölümü:

“Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir. Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde kırk beş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Genel seçime bir yıl ve daha az kalmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi de Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yenilenir. Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı tarihte her iki seçim birlikte yapılır.  Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, 81 inci maddede yazılı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde andiçerler. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer.”

Tekrar yeni yazılarda buluşuncaya kadar sağlık ve mutlulukla kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*